top of page
Ara

İHTİYATİ HACİZ NEDİR ? HANGİ DURUMLARDA UYGULANIR?

  • Yazarın fotoğrafı: Av. Doğukan EREL
    Av. Doğukan EREL
  • 1 Oca 2022
  • 7 dakikada okunur

Güncelleme tarihi: 26 Oca 2022


İhtiyati haciz, alacaklının alacağını korumak için hızlı bir şekilde borçlunun malvarlığına ihtiyaten haciz konulabilmesini sağlayan geçici bir hukuki korumadır. Bir başka deyişle haciz işlemlerine geçmeden borçlunun malvarlığı üzerinde tasarruf edebilmesini veya mal kaçırmasını önlemeye yönelik bir hukuki işlemdir. Zira "ihtiyati" kavramının TDK'da sözlük anlamı; "İlerisi düşünülerek yapılan" anlamına gelmektedir.


İhtiyati haczin şartları İcra İflas Kanunu'nun 257. maddesinde düzenlenmiştir.


İİK MADDE 257 - Rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir "para borcunun" alacaklısı, borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacaklar ile diğer haklarını ihtiyaten haczettirebilir.


Vadesi gelmemiş borçtan dolayı yalnız aşağıdaki hallerde ihtiyatî haciz istenebilir :


1- Borçlunun muayyen ikametgâhı yoksa;

2- Borçlu taahhütlerinden kurtulmak maksadile mallarını gizlemeğe, kaçırmağa veya kendisi kaçmağa hazırlanır yahut "kaçar ya da bu maksatla alacaklının haklarını ihlal eden hileli işlemlerde bulunursa;"


Bu suretle ihtiyatî haciz konulursa borç yalnız borçlu hakkında muacceliyet kesbeder.


Dolayısı ile ihtiyati haczin şartları;

- Söz konusu alacağın bir para borcu olması ,
- Bu alacağın rehinle teminat altına alınmamış olması,
- Borcun muaccel olması veya;
- Borç muaccel hale gelmemiş ise; Borçlunun muayyen ikametgâhının olmaması (belirli bir yerleşim yeri adresinin bulunmaması) veya borçlunun mal kaçırma, mallarını gizleme veya kendisinin kaçma iradesinin bulunması veya bunlara yönelik işlemlerde bulunması

gerekmektedir.


Alacağın rehinle teminat altına alınmamış olma şartı ile ilgili olarak; acaba alacağın rehini aşan kısmı için ihtiyati haciz uygulamasına başvurulabilir mi?


Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2014/585 Esas, 2014/1842 Karar, 03.02.2014 tarihli kararı; (https://karararama.yargitay.gov.tr/)


...Talep ihtiyati hacze ilişkin olup, alacaklı borçlu taraftan 3.552.050,75 TL alacağı bulunduğunu ileri sürmüştür. Borçlu lehine verilen ipotek ve menkul rehni miktarı ise toplam 1.648,100 TL'dir. Bu durumda İİK'nın 45. maddesi hükmü uyarınca rehin ve ipoteği aşan miktar için asıl borçlu yönünden ihtiyati hacze karar verilmesi gerekirken, asıl borçlu yönünden ipotek ve rehni aşan bölüm bakımından da istemin reddi doğru olmadığı gibi,...


Yargıtay kararından da görüleceği üzere alacağın rehini aşan kısmı için acaba ihtiyati haciz uygulamasına başvurulabilir. Bu hususun dayanağı İİK m.45'tir.


İİK MADDE 45 - Rehinle temin edilmiş bir alacağın borçlusu iflâsa tabi şahıslardan olsa bile alacaklı yalnız rehnin paraya çevrilmesi yolu ile takip yapabilir. Ancak rehinin tutarı borcu ödemeğe yetmezse alacaklı kalan alacağını iflâs veya haciz yolu ile takip edebilir.


Diğer bir husus ise asıl borç rehinle temin edilmiş olsa bile kefiller hakkında ihtiyati haciz uygulamasına başvurulabilir. Meğer ki ipotek kefaletin teminatı olarak düzenlenmemiş olsun.


Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2014/12218 E. , 2014/18163 K. 16.12.2014 Tarihli kararı; (https://karararama.yargitay.gov.tr/)


"...Hukukumuzda kefalet sorumluluğunun ancak dava yoluyla ileri sürülebileceğine dair bir ilke veya kural bulunmamakta olup, şartları gerçekleştiğinde kefil hakkında da ihtiyati haciz kararı verilebilir..."



Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2014/309 E. , 2014/1786 K. 03.02.2014 tarihli kararı; https://karararama.yargitay.gov.tr/


"...Mahkemece, iddia, uyulan bozma ilamı ve tüm dosya kapsamına göre, alacaklı Banka tarafından verilen cevabı yazıda kefillere ait taşınmazın üzerinde ipotek tesis edildiğinin bildirildiği, kefillere ait taşınmaz üzerinde alacaklı tarafından ipotek tesis edilmek suretiyle kefaletin teminat altına alındığı, ipoteğe başvurulmadan kefillerden alacağın tahsili yoluna gidilemeyeceği gerekçesiyle talebin reddine karar verilmiştir.


Talep, müşterek borçlu, müteselsil kefiller hakkında ihtiyati haciz kararı verilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece uyulan Dairemiz bozma ilamında da belirtildiği gibi, ipoteğin borçlu lehine verilmesi ve İİK'nın 257'inci maddesindeki diğer koşulların oluşması halinde müşterek borçlu müteselsil kefiller hakkında kefil olunan miktar için ihtiyati haciz kararı verilebilir. Celbedilen ipotek akit tablosundan, müşterek kefillere ait taşınmaz üzerindeki ipoteğin, kredi borçlusu T. İnşaat Oto ve İht. Mad. San. Tic. Taah. Ltd. Şti. lehine verildiği anlaşılmaktadır. Bu itibarla mahkemece, yazılı gerekçe ile ihtiyati haciz talebinin reddedilmesi doğru olmamış, kararın bozulmasını gerektirmiştir..."


Tabi yine alacağın ipotekle karşılanmayan kısmı için müteselsil kefil aleyhine genel haciz yolu ile takip yapılabileceği gibi ihtiyati haciz yoluna da başvurulabilir.


Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 2018/1233 E. , 2018/2702 K. 19/03/2018 Tarihli kararı; (https://karararama.yargitay.gov.tr/)


"...Bu durumda, kredi sözleşmesinin müteselsil kefilleri, kendi kefaletlerinin teminatı olarak ipotek vermişler ise, bu halde asıl borçlu gibi haklarında öncelikle İİK'nun 45. maddesinde öngörülen rehnin paraya çevrilmesi yolu ile takip yapılması zorunluluğu vardır (Dairemizin 2009/13472 E. 2009/22005 K. sayılı ve 2010/3174 E., 2010/15516 K. sayılı içtihatları). Diğer taraftan alacağın ipotekle karşılanmayan kısmı için müteselsil kefil aleyhine genel haciz yolu ile takip yapılabilir..."


Aslında temel olarak bakıldığında kural olarak İİK madde 45 gereği ilk önce rehnin paraya çevrilmesi yoluyla takip yapmak zorunluluğu gerek bir durum yok ise ihtiyati haciz yoluna başvurulabileceğini söyleyebiliriz.


Peki borcun muaccel olması gerektiğinden bahsettik. Acaba bunun yanında borçlunun temerrüde düşmesi gerekli midir?


Yargıtay bir kararında borcun muaccel olmasının yeterli olması gerektiği ayrıca borçlunun temerrüde düşürülmesine gerek olmadığına karar vermiştir.


Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2013/18723 E. , 2014/1804 K. 23.01.2014 Tarihli kararı; (https://karararama.yargitay.gov.tr/)


TBK’nun 117’nci maddesinin 1’inci fıkrasına göre, “Muaccel bir borcun borçlusu, alacaklının ihtarıyla temerrüde düşer.” Dolayısıyla ihtar, borcun muacceliyeti için değil, borçlunun temerrüde düşürülmesi için gerekli olup, İİK’nun 257’nci maddesine göre ihtiyati haciz kararı verilmesi için borçlunun temerrüde düşürülmesi aranmadığından, borçluya yönelik bir ihtarın bulunmaması nedeniyle de ihtiyati haciz isteminin reddedilmesi kanuna uygun değildir.


Ancak borç için bir vade öngörülmemişse, o zaman alacaklının ihtarı gerekmektedir.


Bono ve poliçede vade öngörüldüğünden keşideciye ve aval verene karşı ihtiyati haciz yoluna başvurmak için protestoya ihtiyaç yoktur.


Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2014/6087 E. , 2014/8964 K. 12/05/2014 Tarihli kararı; (https://karararama.yargitay.gov.tr/)


"...İhtiyatihaciz isteyebilmek için İİK’nın 257/1. maddesine göre, alacağın muaccel olması ve rehinle temin edilmemiş olması yeterlidir. Hamilin, bonoyu tanzim edene yani keşideciye ve onun lehine aval verene karşı ihtiyati haciz isteyebilmesi için, bononun vadesinin gelmesi gerekli veyeterli olup, ayrıca ödememe protestosu çekmesi ve bu protestoyu bono ile birlikte ihtiyati haciz talebine eklemesi gerekmemektedir. Çünkü, yetkili hamil bu kişilere karşı doğrudan doğruya talep hakkına sahiptir. (Bkz. Prof. Dr. B.Kuru, İcra ve İflas Hukuku, İstanbul, 1993, sh. 2500.Ayrıca, Bkz:Fırat Öztan, Kıymetli Evrak Hukuku, Ankara, 2.bası, 1997, sh772)..."



DİKKAT: Cirantaya karşı ihtiyati haciz uygulamasına başvurmak için Bono ve poliçe'de protesto şarttır.


Her ne kadar bono ve poliçe vade içerse de cirantalara karşı ihtiyati haciz isteyebilmek için ödememe protestosu gereklidir.


Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2016/139 E. , 2016/5320 K. 24/03/2016 Tarihli kararı; (https://karararama.yargitay.gov.tr/)


"...6102 sayılı TTK.nun 778/1-d maddesi yollamasıyla bonolarda da uygulanması gereken 714/5 maddesi; “Poliçeyi kabul etmiş olsun olmasın muhatap, ödemelerini tatil etmiş veya aleyhindeki herhangi bir icra takibi semeresiz kalmış ise, hamil başvurma haklarını ancak poliçenin ödenmesi için muhataba ibrazından ve protestonun çekilmesinden sonra kullanabilir.” hükmünü içermektedir.

İhtiyati haciz kararına dayanak senetlerde, muteriz... Tar. Kal. Koop. lehtar-ciranta, diğer muterizlerin ise ciranta konumunda olduğu, senetlerin protesto edildiğine ilişkin bir bilgi ve belgenin de sunulmadığı dosya içeriğiyle sabittir.

Hal böyle olunca mahkemece, senetlerin cirantası durumunda olan ihtiyati hacze itiraz edenler yönünden belirtilen yasa hükmü uyarınca alacaklının protesto keşide ettiğine dair bir delil bulunmadığı gözetilerek itirazın kabulü ile ihtiyati haciz kararının muterizler yönünden kaldırılmasına karar verilmesi gerekirken yanılgılı gerekçe ile yazılı şekilde hüküm kurulmasında isabet görülmemiştir..."



Çek için ise keşideci ve cirantalar için protesto gerekmemekte, bankaya ibrazı ve karşılıksız olduğunun senede yazdırılması yeterlidir.


Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2004/5946 E., 2005/5575 K. 26.05.2005 Tarihli kararı; (https://karararama.yargitay.gov.tr/)


"...Ayrıca, mahkemece ihtiyati haciz isteminde bulunan A……'in keşideci ve cirantalara karşı doğrudan talep hakkının olmadığı, bu nedenle ödememe protestosu çekmesi gerektiği, ancak bu hususun da yerine getirilmediği gerekçesiyle istemin reddine karar verilmiş olup, mahkemece istem bakımından yetkisiz olduğunun belirtilmesine rağmen işin esasıyla ilgili olarak da değerlendirme yapılması kabul şekli açısından usul ve yasaya aykırı bulunmaktadır. Kaldı ki, istemin dayanağını oluşturan çekler yasal sürede bankaya ibraz edilerek, çekin arka yüzüne ibraz tarihi itibariyle karşılığı bulunmadığının yazdırılmış olmasına göre, TTK.'nun 720nci maddesi uyarınca hamil A…….'in keşideci, cirantalar ve diğer çek borçlularına karşı müracaat haklarını kullanabileceğinin kabulü gerekmektedir. O halde, mahkemece A…….'inyasal sürede bankaya ibraz etmek suretiyle müracaat haklarına sahip olduğu çeklere dayalı ihtiyati haciz istemi konusunda bir karar verilmesi gerekirken, yasal olmayan gerekçeler ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş olup, kararın bu nedenle de bozulması gerekmiştir..."


İHTİYATİ HACİZ UYGULAMASI NASIL YAPILIR?


Borçlu aleyhine ihtiyati haciz yoluna başvurmak için öncelikle mahkemeden bir ihtiyati haciz kararı almak gerekmektedir.


Görevli mahkeme için ise HMK hükümlerine gidilmesi gerekmektedir. Genellikle görevli mahkeme Asliye Ticaret Mahkemeleri ve Asliye Hukuk Mahkemeleri olmakla birlikte alacağın kira ilişkisinden kaynaklanması durumunda Sulh Hukuk Mahkemeleri veya özel bir mahkemenin görev alanına giriyor ise o mahkeme görevlidir.


HMK MADDE 2- (1) Dava konusunun değer ve miktarına bakılmaksızın malvarlığı haklarına ilişkin davalarla, şahıs varlığına ilişkin davalarda görevli mahkeme, aksine bir düzenleme bulunmadıkça asliye hukuk mahkemesidir.

(2) Bu Kanunda ve diğer kanunlarda aksine düzenleme bulunmadıkça, asliye hukuk mahkemesi diğer dava ve işler bakımından da görevlidir.


TTK MADDE 5- (1) Aksine hüküm bulunmadıkça, dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın asliye ticaret mahkemesi tüm ticari "davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işlerine" bakmakla görevlidir.


HMK MADDE 4- (1) Sulh hukuk mahkemeleri, dava konusunun değer veya tutarına bakılmaksızın;

a) Kiralanan taşınmazların, 9/6/1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununa göre ilamsız icra yoluyla tahliyesine ilişkin hükümler ayrık olmak üzere, kira ilişkisinden doğan alacak davaları da dâhil olmak üzere tüm uyuşmazlıkları konu alan davalar ile bu davalara karşı açılan davaları,

b) Taşınır ve taşınmaz mal veya hakkın paylaştırılmasına ve ortaklığın giderilmesine ilişkin davaları,

c) Taşınır ve taşınmaz mallarda, sadece zilyetliğin korunmasına yönelik olan davaları,

ç) Bu Kanun ile diğer kanunların, sulh hukuk mahkemesi veya sulh hukuk hâkimini görevlendirdiği davaları,


Yetki hususu ise İİK madde 258'de düzenlenmiştir.


İİK MADDE 258 - İhtiyatî hacze 50 inci maddeye göre yetkili mahkeme tarafından karar verilir. Alacaklı alacağı ve icabında haciz sebepleri hakkında mahkemeye kanaat getirecek deliller göstermeğe mecburdur.


İİK MADDE 50 - Para veya teminat borcu için takip hususunda Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun yetkiye dair hükümleri kıyas yolu ile tatbik olunur. Şu kadar ki, takibe esas olan akdin yapıldığı icra dairesi de takibe yetkilidir.

Yetki itirazı esas hakkındaki itirazla birlikte yapılır. İcra mahkemesi tarafından önce yetki meselesi tetkik ve kat'î surette karara raptolunur.

İki icra mahkemesi arasında yetki noktasından ihtilâf çıkarsa Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 25 inci maddesi hükmü tatbik olunur.


Dolayısı ile Yetki hususunda da yine HMK hükümleri kıyas yolu ile uygulanacaktır.


Mahkemeden gerekli karar alındıktan sonra bu karar ile birlikte ihtiyati haciz talepli icra takibi açılır ve bu kararla birlikte açılan icra takibinde takip açılır açılmaz hemen borçlunun malvarlığı üzerinde ihtiyati haciz talep edilebilir, araç-tapu vb. sorgular yapılıp bunların üzerine kayden ihtiyati haciz şerhi işlenebilir, borçlunun adresinde veya 3. kişilerin elinde bulunan malları için fiziken hacze gidilebilir ve bu mallar da ihtiyaten haczedilebilir, 89/1 ihtiyati haciz ihbarnamesi gönderilebilir.


İhtiyati haciz kararı alabilmek için mahkemeye dilekçe ile başvurmak ve teminat yatırmak gerekmektedir. Uygulamada genellikle mahkemeler asıl alacağın %15'i oranında teminat istemektedir. Teminat nakdi olabileceği gibi teminat mektubu olarak da mahkemeye sunulabilir.


İİK MADDE 259 - İhtiyatî haciz istiyen alacaklı hacizde haksız çıktığı takdirde borçlunun ve üçüncü şahsın bu yüzden uğrayacakları bütün zararlardan mesul ve Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 96 ncı maddesinde yazılı teminatı vermeğe mecburdur.

Ancak alacak bir ilâma müstenid ise teminat aranmaz.

Alacak ilâm mahiyetinde bir vesikaya müstenid ise mahkeme teminata lüzum olup olmadığını takdir eder.

Tazminat davası ihtiyatî haczi koyan mahkemede dahi görülür.


İhtiyati haciz kararından itibaren 10 gün içerisinde ihtiyati haciz talepli icra takibi açılmalıdır.


İİK MADDE 261 - (Değişik: 538 - 18.2.1965 / m.101) Alacaklı, ihtiyatî haciz kararının verildiği tarihten itibaren on gün içinde kararı veren mahkemenin yargı çerçevesindeki icra dairesinden kararın infazını istemeğe mecburdur. Aksi halde ihtiyati haciz kararı kendiliğinden kalkar.



(İhtiyati haciz prosedürü ve icra takibi belgeleri için kütüphane ve icra takip aşamaları bölümlerimizi ziyaret edebilirsiniz.)



(Yararlanılan kaynak: https://hukuk.deu.edu.tr/wp-content/uploads/2017/11/30-TALIH-UYAR.pdf - Av. Talih Uyar, İHTİYATİ HACİZ İSTEMİNİN KOŞULLARI)


*** Yukarıda yer alan yazı bilgi amaçlı olup, hukuki mütalaa ya da tavsiye niteliği taşımamaktadır. Somut olayda izlenecek yol farklılık gösterebileceğinden hak kaybına uğramamak adına bir avukata danışarak profesyonel hizmet almanız önerilir.


 
 
 

Comments


İcra-iflas.com / 2022 Her hakkı saklıdır © EREL HUKUK

  • YouTube
  • Twitter
  • Instagram
bottom of page