BANKANIN HESAP ÜZERİNDE REHİN/TAKAS HAKKI İLERİ SÜRMESİ
- Av. Doğukan EREL
- 1 Oca 2022
- 13 dakikada okunur
Bankalara gönderilen 89/1 haciz ihbarnamelerine verilen cevaplarda bankalar bazen rehin/takas/mahsup/hapis hakkı ileri sürmekte ve paranın celbi talebini reddetmektedir. Bankanın ileri sürdüğü bu hususun hukuki mahiyeti nedir ? Buna karşı hangi işlemler uygulanmalıdır?

"İSTİHKAK İDDİASI" / "89/1 HACİZ İHBARNAMESİNE İTİRAZ" tartışması
Konu ile ilgili Yargıtay kararları tarandığında; Bazı Yargıtay Hukuk Daireleri bunun bir İstihkak iddiası niteliğinde olduğunu ve İİK madde 99'a göre çözümlenmesi gerektiğini savunurken bazıları ise İİK madde 89' göre izlenmesi gereken prosedürün izlenmesi gerektiği çünkü bankaların bu cevabının 89/1'e itiraz niteliğinde olduğu görüşündedirler.
"89/1 HACİZ İHBARNAMESİNE İTİRAZ" GÖRÜŞÜ
Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2019/2922 E. , 2020/6564 K. , 22.10.2020 Tarih; (https://karararama.yargitay.gov.tr/)
"...İİK'nin 89. maddesi uyarınca gönderilen haciz ihbarnamesine karşı üçüncü kişi bankanın, borçluya ait hesap üzerinde rehin hakkının olduğunu ileri sürmesi, haciz ihbarnamesine itiraz niteliğinde olup, alacaklı İİK'nin 89/4. maddesi uyarınca üçüncü kişinin cevabının aksini icra mahkemesinde ispat ederek üçüncü kişinin İİK'nin 338/1. maddesi hükmüne göre cezalandırılmasını ve ayrıca tazminata mahkum edilmesini isteyebilir (HGK'nin 28.03.2012 tarihli ve 2011/12-849-242 sayılı kararı).
Üçüncü kişinin haciz müzekkeresine karşı borçluya ait hesap üzerinde rehin hakkı bulunduğunu ileri sürmesi ise, İİK'nin 96/1 uyarınca istihkak iddiası niteliğinde olup, icra müdürünün istihkak prosedürünü düzenleyen İİK’nin 96-97 maddelerinde yazılı kurallara göre işlem yapması gerekir.
Somut olayda, ... 2. İcra Müdürlüğünün 2015/994 Esas sayılı dosyasında 03.03.2015 tarihinde davalı Bankaya birinci haciz ihbarnamesi gönderilmiştir. ... 1. İcra Müdürlüğünün 2016/4226 ve ... 8. İcra Müdürlüğünün 2016/3849 Esas sayılı dosyalarında davalı Bankaya 27.7.2016 tarihinde haciz yazısı yazılmış, davalı Banka süresinde itiraz etmiştir. 22.09.2016 tarihinde ise her iki dosyadan davalı Bankaya İİK'nin 89/1. maddesi uyarınca birinci haciz ihbarnamesi gönderildikten sonra Bankanın itirazen verdiği cevap üzerine 02.11.2016 tarihinde dava açılmıştır. Buna göre, İcra Müdürlüğünce, Bankaya 89/1 haciz ihbarnamelerinin gönderilmesi üzerine, borçlunun Banka nezdindeki mevduatları üzerinde rehin hakkı bulunduğuna dair beyanı haciz ihbarnamesine itiraz mahiyetinde olup, bu itirazın İİK’nin 89. maddesinde düzenlendiği şekilde çözümlenmesi gerekir. Mahkemece, yukarıda açıklanan nedenlerle istihkak davasının reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir..."
Yargıtay kararında 89. maddeye göre gönderilen haciz ihbarnamesi ile haciz müzekkeresi arasındaki farka dikkat çekilmiş ve gönderilen haciz müzekkerelerine karşı ileri sürülen rehin/takas hakkı beyanlarının istihkak iddiası niteliğinde sayılabileceği ancak 89. maddeye göre gönderilen haciz ihbarnamelerine karşı ileri sürülen rehin/takas hakkı beyanlarının haciz ihbarnamesine itiraz niteliği taşıdığını ifade etmiştir.,
Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 2021/5 E. , 2021/1114 K. , 04/02/2021 Tarih (https://karararama.yargitay.gov.tr/)
"...Borçlunun üçüncü kişi bankadaki mevduat alacağı, İİK'nun 106/2. maddesi gereğince menkul hükmündedir. Bankadaki mevduat, menkul haczi olarak icra müdürlüğünce bankaya yazılacak yazı ile haczedilebileceği gibi (HGK'nun 1.12.1999 tarih ve 1999/12-1003/1017 sayılı kararı), İİK'nun 89. maddesine uygun olarak düzenlenen haciz ihbarnamesi ile de haczedilebilir. Haciz ihbarnamesi gönderilmesi halinde, İİK'nun 89. maddesinde yazılı hukuki sonuçlar doğar. İİK'nun 89. maddesindeki koşulları taşımayan haciz yazısı gönderilmesi halinde ise, anılan maddedeki sonuçlar doğmaz ve borç bankanın zimmetinde sayılmaz.
İİK'nun 89. maddesi uyarınca gönderilen haciz ihbarnamesine karşı üçüncü kişi bankanın, borçluya ait mevduat hesabı üzerinde rehin hakkının olduğunu ileri sürmesi, itiraz niteliğinde olup, alacaklı, İİK'nun 89/4. maddesi uyarınca üçüncü kişinin cevabının aksini icra mahkemesinde ispat ederek üçüncü kişinin İİK'nun 338/1. maddesi hükmüne göre cezalandırılmasını ve ayrıca tazminata mahkum edilmesini isteyebilir (HGK'nun 28.3.2012 tarih ve 2011/12-849-242 sayılı kararı).
Üçüncü kişinin haciz müzekkeresine karşı mevduat hesabı üzerinde kendisinin rehin hakkı bulunduğunu ileri sürmesi ise, İİK'nun 96/1. maddesi uyarınca istihkak iddiası niteliğinde olup, icra müdürünün İİK'nun 99. maddesinde yazılı kurallara göre işlem yapması gerekir. İİK'nun 99. maddesinde; "Haczedilen şey, borçlunun elinde (m.96) olmayıp da üzerinde mülkiyet veya rehin hakkı (m.23) iddia eden üçüncü bir şahıs nezdinde bulunursa, icra müdürü o şahıs aleyhine icra mahkemesine müracaat için alacaklıya yedi gün mühlet verir. Bu mühlet içinde icra hakimliğine dava ikame edilmezse üçüncü şahsın iddiası kabul edilmiş sayılır" düzenlemesine yer verilmiştir.
Somut olayda, icra müdürlüğünce, 18/06/2014 tarihli haciz müzekkeresi ile üçüncü kişi bankadan, borçlunun bankadaki haczi kabil nitelikteki hesapları ile fon ve mevduatlarının haczinin istendiği, bankaca verilen 25/06/2014 tarihli cevapta, borçlu ... Büyükşehir Belediye Başkanlığı ile aralarındaki kredi ilişkisi nedeniyle banka alacağının doğması halinde, kredi sözleşmeleri uyarınca ve/veya mevzuattan kaynaklanan takas/mahsup, rehin/hapis haklarının kullanılacağının, haczin taraflarına bildirilen miktar için borçlunun haczedilebilir hesaplarına banka hak ve alacağından ve önceki tarihli işlenmiş takyidatlardan sonra gelmek üzere sıraya işlendiğinin bildirildiği, icra müdürlüğünün şikayete konu 14/07/2014 tarihli kararı ile, borçlunun haczedilen hesaplarından borca yeter kadarının icra dosyasına gönderilmesine karar verildiği anlaşılmaktadır.
Haciz yazısının icra dairesinde yazıldığı tarihte haciz tamamlanmış olup, üçüncü kişi durumundaki bankanın haciz yazısına karşı, “mevduat üzerinde rehin hakkının olduğunu” ileri sürmesi istihkak iddiası niteliğindedir. Bu durumda icra müdürünün İİK'nun 99. maddesindeki kurallara göre işlem yapması gerekirken paranın bankadan istenmesi yasaya aykırıdır..."
Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2015/22706 E. , 2018/14797 K. , 03.07.2018 Tarih;
(https://karararama.yargitay.gov.tr/)
"...Somut olayda, borçlu şirketin hesaplarında bulunan paraların haczi için davalı 3. kişi Bankaya 89/1 haciz ihbarnamesi gönderildiği, Banka tarafından verilen cevapta, şube nezdinde bulunan borçluya ait hesap üzerine kendilerinin rehin, hapis ve takas mahsup haklarından sonra gelmek kaydı ile haciz şerhinin işlendiğinin bildirildiği, banka tarafından verilen 04.11.2013 tarihli cevapta ise bu sefer, borçluya kullandırılan krediye istinaden hesapta bulunan tutarın 26.923,62 TL'nin bankanın alacağına mahsup edildiği, 6.668,21 TL tutarındaki kalan bakiyenin ise icra müdürlüğü dosyası adına blokeye alındığı bildirilmiş, 10.11.2013 tarihinde de alacaklı tarafından temyize konu dava açılmıştır.
İcra Müdürlüğünce, bankaya gönderilen 89/1 haciz ihbarnamesi üzerine Bankanın hesap üzerinde rehin hakkını ileri sürülmesi, haciz ihbarnamesine itiraz mahiyetinde olup, bu itirazın İİK. 89. maddede düzenlendiği şekilde çözümlenmesi gerekirken, davanın istihkak davası olarak görülüp yazılı gerekçe ile davanın kabulü yönünde hüküm tesisi isabetsizdir...."
Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2018/11508 Esas, 2020/4182 Karar, 30.06.2020 Tarih (https://www.kazanci.com.tr/)
"...Somut olayda, borçlu şirketin hesaplarında bulunan paraların haczi için davalı üçüncü kişi Bankaya 89/1 haciz ihbarnamesi gönderildiği, Banka tarafından verilen cevapta, şube nezdinde bulunan borçluya ait hesap üzerine, kendilerinin rehin, hapis ve takas mahsup haklarından sonra gelmek kaydı ile haciz şerhinin işlendiği bildirilmiştir. Buna göre, İcra Müdürlüğünce, Bankaya gönderilen 89/1 haciz ihbarnamesi üzerine, Bankanın hesap üzerinde, rehin hakkını ileri sürmesi, haciz ihbarnamesine itiraz mahiyetinde olup, bu itirazın İİK'nin 89. maddesinde düzenlendiği şekilde çözümlenmesi gerekir.
Hal böyle olunca, davacı tarafından açılan istihkak davasının açıklanan nedenlerle reddi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz olmuştur..."
Aynı yönde Yargıtay kararları için bkz:
- Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2019/2084 E. , 2020/5860 K. 06.10.2020 Tarih
- Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2018/11619 E. ,2020/4574 K. 07.07.2020 Tarih
- Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 2018/15745 E. ,2019/1572 K. 07/02/2019 Tarih
- Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 2018/4641 E. , 2018/10720 K. 05/11/2018 Tarih
"İSTİHKAK İDDİASI" GÖRÜŞÜ
Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2014/17794 E. , 2014/19141 K. 24.10.2014 Tarih;
(https://karararama.yargitay.gov.tr/)
"...Davalı Finansbank 09.04.2012 tarihli birinci haciz ihbarnamesinin tebliği üzerine, 18.04.2012 tarihli yazı ile, borçlunun 32.......... sayılı hesabında 8.148,00 TL bulunduğunu ve borçlunun banka ile imzaladığı tüm sözleşmelere dayalı olarak kullandığı kredilerden ve/veya kefaletlerinden dolayı Banka'ya borçlu olduğu tespit edildiğinden doğmuş olacak tüm hak ve alacakların Banka'larına rehinli olduğunu, bu nedenle; borçlunun anılan hesabında bulunan bakiye üzerine, Banka'nın bilcümle alacakları ile birlikte komisyon alma hakkı ile oluşacak tüm fer'ilerin kesintisini yapma yükümlülüğü ve rehin, hapis, takas ve mahsup haklarından sonra gelmek kaydıyla haciz tatbik edildiğini itirazen bildirmiştir. Banka'nın bu cevabi yazısı üzerine, alacaklı vekili tarafından, üçüncü kişi Banka'nın istihkak iddasının reddine karar verilmesi isteğiyle eldeki dava açılmıştır.
Mahkemece, davanın kabulüne; Bolvadin İcra Müdürlüğü'nün 2012/91 Esas sayılı takip dosyasında davalı Finansbank'ın yaptığı istihkak iddiasının reddine karar verilmiştir. Hüküm, davalı üçüncü kişi banka vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Banka'nın 89/1. haciz ihbarnamesi gönderilmesi üzerine, mevduat üzerinde rehin ve hapis hakkı olduğunu ileri sürmesi istihkak iddiası niteliğindedir.
Mahkemece; yazılı gerekçeyle davanın kabulüne karar verilmiş ise de; yapılan araştırma ve inceleme hüküm vermeye elverişli değildir. Mahkemece; yapılması gereken iş, öncelikle üçüncü kişi Banka'dan, davalı borçlu Şirket ile Banka arasında imzalanan sözleşmelerin tarihini gösterir onaylı bir örneği ile ödeme planının ve varsa tahsilât makbuzlarının getirtilip, birinci haciz ihbarnamesinin davalı bankaya tebliğ edildiği tarih itibarı ile Banka'ya olan borcun varlığını koruyup korumadığı, borç var ise ne kadar olduğu ve borçlu mudinin hesap hareketleri incelettirilerek, Banka tarafından rehin, hapis, takas ve mahsup hakkı ileri sürüldükten sonra borçlunun hesabından serbestçe tasarruf edip etmediğinin belirlenmesi için banka hesap işleri konusunda uzman bilirkişiden ayrıntılı rapor alınarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekir. Aynı şekilde bankanın, çekle işleyecek hesap açarken ve çek karnesi verirken gerekli basiret ve itinayı göstermek zorunda olduğu da dikkate alındığında rehin hakkını sadece karşılıksız kalan çekler ve ibraz edilmeyen çekler ile ilgili olarak ileri sürebileceğinin kabulü gerekir. Bu nedenle haciz tarihi itibarı ile tamamen ya da kısmen karşılıksız kalan çeklerden doğan yasal sorumluluk miktarı ile henüz muhatap bankaya ibraz edilmeyen çek yapraklarından kaynaklanan risk miktarı toplamı banka kayıtları üzerinde yaptırılacak teknik bilirkişi eli ile saptanmalıdır..."
YARGITAY KARARLARINA KONU HGK KARARINI İNCELEMEK GEREKİR İSE
HUKUK GENEL KURULU KARARI 2011/12-849 E. , 2012/242 K. 28.03.2012 T.
Taraflar arasındaki “şikayet-istihkak iddiası” ndan dolayı yapılan yargılama sonunda; Konya 1. İcra Hukuk Mahkemesince istihkak iddiasının (şikayetin) reddine dair verilen 31.12.2009 gün ve 1307/1862 E., K. sayılı kararın incelenmesi istihkak iddia eden vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 12. Hukuk Dairesinin 27.05.2010 gün ve 1093/12991 E., K. sayılı ilamı ile, (…Somut olayda icra dairesi tarafından borçlunun bankadaki mevduatının haczi için 89/1 haciz ihbarnamesi gönderilmesi üzerine, 3. kişi bankanın bu haciz ihbarına karşı rehin hakkı olduğunu ileri sürmesi istihkak iddiası niteliğindedir. Bu durumda icra müdürünün İİK'nun 99. maddesindeki kurallara göre işlem yapması gerekirken paranın bankadan istenmesi yasaya aykırı olup, mahkemece şikayetin kabulü yerine reddine karar verilmesi isabetsizdir.”) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
TEMYİZ EDEN : Şikayetçi vekili
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
İstek, üçüncü kişinin istihkak iddiasına dayalı şikayete ilişkindir.
Şikayetçi üçüncü (3.) kişi banka vekili, karşı taraf/takip alacaklısının dosyada taraf olmayan borçluya karşı yaptığı takipte müvekkili bankaya tebliğ edilen birinci haciz ihbarnamesine itiraz edildiği, borçlu ile şikayetçi banka arasında imzalanan sözleşmeler gereği hesaplar üzerinde rehin hakkı bulunduğundan rehnin sona ermesinden sonra haciz işleneceğinin bildirildiği, bunun üzerine icra müdürlüğü tarafından Konya 4. İcra Müdürlüğünün 2009/4236 esas sayılı dosyasından sıra cetveli yapılabilmesi için mevcut paranın ve belgelerin gönderilmesinin istenildiği, verilen cevapta şikayetçi bankanın rehin hakkı mevcut iken paranın istenmesinin mümkün olmadığının bildirilmesi üzerine icra müdürlüğünce paranın üç (3) gün içinde icra müdürlüğüne gönderilmesi aksi halde cebri icranın tatbik olunacağı şeklinde yazı yazıldığı, müvekkili ile borçlu arasında düzenlenen kredi sözleşmesinin 6. maddesi uyarınca, “müşterinin bankadaki her türlü hak ve alacakları üzerinde bankanın rehin ve hapis hakkı”nın bulunduğu, iddiasıyla şikayete konu işlemin iptalini istemiştir.
Karşı taraf/alacaklı vekili, borçlunun tasarruf edebileceği hesaplarındaki paralar üzerine doğrudan doğruya haciz konulabileceği, bankanın ancak mülkiyet hakkını sınırlayan hak ve alacağı bulunduğu takdirde bu hak ve alacaklarını ileri sürebileceği savunmasıyla, isteğin reddini talep etmiştir.
Yerel Mahkemece, borçlu kişisel mevduat hesabı üzerinde her zaman tasarruf edebileceğinden bu tür hesaplardaki paranın İİK'nun 89. maddesinde tanımlanan borçlunun üçüncü (3.) kişilerdeki hak ve alacağı kapsamında olmadığı, bunlara doğrudan doğruya haciz konularak icra dosyasına intikalinin istenebileceği, ayrıca bankanın henüz vadesi gelmemiş alacaklar için hesaptaki paranın icra dosyasına gönderilmemesinin yasal bir dayanağının da bulunmadığı gerekçesiyle şikayetin reddine karar verilmiştir.
Şikayetçi üçüncü kişi Banka vekilinin temyizi üzerine, karar, Özel Daire’ce yukarıda başlık bölümünde yazılı gerekçe ile bozulmuştur.
Yerel Mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Direnme kararını şikayetçi vekili temyiz etmektedir.
"...Direnme yoluyla Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; borçlunun bankadaki mevduatının haczi için 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu (İİK)’nun. 89/1 maddesi gereğince haciz ihbarnamesi gönderilmesi ve üçüncü (3.) kişi bankanın bu haciz ihbarına karşı rehin hakkı olduğunu ileri sürmesi üzerine icra müdürlüğü tarafından hesaptaki paranın icra dosyasına istenilmesinin mümkün olup olmadığı, diğer bir deyişle üçüncü (3.) kişi bankanın bu talebinin nitelikçe istihkak iddiası niteliğinde olup, olmadığı noktalarında toplanmaktadır.
Uyuşmazlığın çözümü bakımından öncelikle, konuyla ilgili kavram, kurum ve yasal düzenlemelere değinilmesinde yarar vardır:
Genel anlamıyla rehin; alacaklının alacağını teminata bağlamak için borçlunun veya üçüncü kişinin mal varlığı üzerinde kurulan sınırlı bir ayni haktır. Hapis hakkı ise; Türk Medeni Kanunu'nun 950. maddesinde hükme bağlanmış olup borçlunun taşınır mallarına ve kıymetli evrakına onun onamıyla zilyed bulunan alacaklının muaccel olan ve bu eşya ve evrakla doğal bir bağlantısı bulunan alacağının teminatı olarak alıkoyma ve paraya çevirme yetkisi veren bir ayni haktır. İleride doğabilecek bir alacağın güvenceye bağlanması için ipotek kurulabileceği kabul edilmiş ise de taşınır rehininde böyle bir hüküm bulunmamakta; öğretide ileride doğacak ve koşula bağlı alacaklarında taşınır rehini ile güvence altına alınabileceği ileri sürülmektedir (M. E.. D.., A.. H... K.., M.. A.., Türk Hukukunda Rehin, Ankara 1996, s: 12).
2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu (İİK)'nun 23. maddesinde; “Bu kanunun tatbikında: (ipotek) tabiri ipotekleri, ipotekli borç senetlerini, irat senetlerini, gemi ipoteklerini, eski hukuk hükümlerine göre tesis edilmiş taşınmaz rehinlerini, taşınmaz mükellefiyetlerini, bazı taşınmazlar, üzerindeki hususi imtiyazları ve taşınmaz eklentisi üzerine rehin muamelelerini, (Değişik fıkra: 17/07/2003 - 4949 S.K./5. md.) (Taşınır rehni) tabiri, teslime bağlı rehinleri, Türk Medeni Kanununun 940 ıncı maddesinde öngörülen rehinleri, ticari işletme rehnini, hapis hakkını, alacak ve sair haklar üzerindeki rehinleri, Sadece (Rehin) tabiri, (İpotek) ve (Taşınır rehni) tabirlerine giren bütün taşınır ve taşınmaz rehinlerini ihtiva eder.” Hükmü yer almaktadır.
4721 Sayılı Türk Medeni Kanunu (TMK)'nun 950. maddesinde; “alacaklı, borçluya ait olup onun rızasıyla zilyedi bulunduğu taşınırı veya kıymetli evrakı, borcun muaccel olması ve niteliği itibarıyla bu eşyanın alacak ile bağlantısı bulunması halinde, borç ödeninceye kadar hapsedebileceği, zilyetlik ve alacak ticari ilişkiden doğmuşsa, tacirler arasında bu bağlantı var sayılacağı, alacaklı, borçluya ait olmayan taşınırlar üzerinde de zilyetliğin iyi niyetle kazanılmasının korunduğu ölçüde hapis hakkına sahip olacağı ve 955. maddesinde ise senede bağlanmış olan veya olmayan alacakların rehni için rehin sözleşmesinin yazılı şekilde yapılması ve senede bağlı alacaklarda senedin teslim edilmesi gerekeceği” hükme bağlanmıştır.
Esasen rehin hakkı banka ile müşterisi arasında imzalanan sözleşmede de yer aldığından bankanın borçlusuna karşı ileri sürebileceği rehin hakkını borçlunun alacaklısına karşı da istihkak iddiası olarak ileri sürülebileceğinin kabulü gerekir (HGK.nun 21.09.2011 gün ve 2011/17-513-549 E., K. sayılı ilamı).
Öte yandan; şikayetçi ile dosyada taraf olmayan borçlu arasında düzenlenen 03.06.2003 tarihli sözleşmenin 6. maddesinde “müşterinin bankadaki her türlü hak ve alacakları üzerinde bankanın rehin ve hapis hakkının bulunduğu” düzenlemesi yer almaktadır.
Diğer taraftan, İİK'nun 89/4. maddesine göre; “üçüncü şahıs, haciz ihbarnamesine müddeti içinde itiraz ederse, alacaklı, üçüncü şahsın verdiği cevabın aksini icra mahkemesinde ispat ederek üçüncü şahsın 338 inci maddenin 1 inci fıkrası hükmüne göre cezalandırılmasını ve ayrıca tazminata mahkum edilmesini istiyebilir. İcra mahkemesi, tazminat hakkındaki davayı genel hükümlere göre halleder.
”Somut olaya gelince: Karşı taraf/takip alacaklısının dosyada taraf olmayan borçluya karşı yaptığı takip sırasında şikayetçi bankaya birinci haciz ihbarnamesinin tebliğ edildiği, banka tarafından haciz ihbarnamesine borçlu ile şikayetçi banka arasında imzalanan sözleşmeler gereği hesaplar üzerinde rehin hakkı bulunduğu ileri sürülerek itiraz edildiği; bunun üzerine icra müdürlüğü tarafından Konya 4.İcra Müdürlüğünün 2009/4236 esas sayılı dosyasından sıra cetveli yapılabilmesi için mevcut paranın ve belgelerin gönderilmesinin istenildiği, şikayetçi banka tarafından rehin hakkı mevcut iken paranın istenmesinin mümkün olmadığının bildirildiği, bunun üzerine icra müdürlüğünce paranın üç (3) gün içinde icra müdürlüğüne gönderilmesi aksi halde cebri icranın tatbik olunacağının ihtar edilmesiyle de eldeki şikayet yoluna başvurulduğu anlaşılmaktadır.
Yukarıda da açıklandığı üzere, rehin hakkı banka ile müşterisi arasında imzalanan sözleşmede de yer aldığından bankanın borçlusuna karşı ileri sürebileceği rehin hakkını, borçlunun alacaklısına karşı da istihkak iddiası olarak ileri sürebileceğinin kabulü gerekir.
Bu nedenle; üçüncü (3.) kişi şikâyetçi bankanın gönderilen 1. haciz ihbarnamesine süresi içerisinde itiraz etmesi üzerine karşı taraf/alacaklının, üçüncü (3.) kişi bankanın verdiği cevabın aksini icra mahkemesinde ispat etmesi gerekir.
Yerel Mahkemece; şikâyetçinin talebinin özünde istihkak iddiası niteliğinde olduğu göz ardı edilerek açıklanan gerekler de yerine getirilmeksizin eksik inceleme ve hatalı değerlendirme ile şikayetin reddi yönünde direnme kararı verilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Direnme kararı, açıklanan bu değişik gerekçeyle bozulmalıdır.
S O N U Ç : Şikayetçi üçüncükişi banka vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının yukarıda gösterilen değişik nedenlerden dolayı 6217 sayılı Kanunun 30. maddesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na eklenen “Geçici madde 3” atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 429. maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, 28.03.2012 gününde oybirliği ile karar verildi..."
HGK kararının özü şudur; Alacaklının bankaya gönderdiği 89/1 haciz ihbarnamesine bankanın verdiği cevapta banka rehin/takas hakkı bulunduğunu ileri sürmüş, bunun üzerine icra müdürlüğü sıra cetveli yapılabilmesi için mevcut paranın ve belgelerin ( rehin/takas hakkına ilişkin) gönderilmesini istemiş , banka ise rehin hakkı mevcut iken paranın istenmesinin mümkün olmadığının bildirmiş ve icra müdürlüğü bu cevabın üzerine bankaya müzekkere ile icra müdürlüğünce paranın üç (3) gün içinde gönderilmesini aksi halde cebri icranın tatbik olunacağı bildirmiştir.
Bunun üzerine banka, icra müdürlüğünün bu kararını icra memur muamelesini şikayete konu etmiştir.
İcra mahkemesi şikayeti, borçlunun banka mevduatındaki hesabındaki paranın İİK madde 89 anlamında borçlunun 3. kişilerdeki alacağı olmadığı, bu nedenle doğrudan doğruya haciz uygulanabileceği ve paranın celbinin istenebileceği, ayrıca henüz vadesi gelmemiş alacaklar için paranın icra müdürlüğüne gönderilememesinin yasal bir dayanağı olmadığı iddiası ile şikayeti reddetmiştir.
Banka kararı temyiz etmiş ve Yargıtay, kararı; 89/1 haciz ihbarnamesi gönderilmesi üzerine, 3. kişi bankanın bu haciz ihbarına karşı rehin hakkı olduğunu ileri sürmesinin istihkak iddiası niteliğinde olduğu bu nedenle icra müdürünün İİK'nun 99. maddesindeki kurallara göre işlem yapması gerekirken paranın bankadan istenmesinin yasaya aykırı olduğu gerekçesi ile bozmuştur.
Yerel mahkeme ise direnme kararı vermiştir.
İşte bu noktada HGK yerel mahkeme kararının hatalı gerekçeler ile bozulduğunun, bankaların ileri sürdüğü rehin, takas hakkının istihkak niteliğinde olduğunun kabulü gerektiği ve icra müdürlüğünün İİK madde 99'a göre işlem yapması gerektiğini belirtmiş ve yerel mahkemenin kararını bozmuştur.
İlginçtir ki yukarıda da bahsedildiği üzere; güncel yargıtay kararları işbu HGK kararına atıf ile, bankaların ileri sürdüğü rehin, takas hakkının 89/1 haciz ihbarnamesine itiraz niteliğinde olduğu, ancak haciz müzekkeresi gönderilir ise bankaların ileri sürdüğü bu hakkın istihkak iddası niteliği taşıdığı görüşü ile açılan istihkak davalarını reddetmektedirler.
Üstelik HGK kararına konu somut olayda bankaya gönderilen haciz müzekkeresi değil 89/1 haciz ihbarnamesidir.
Diğer yandan yine aynı HGK kararında İİK madde 89/4'e değinilmiş ancak devamında somut olaydaki banka cevabının istihkak niteliği taşıdığını belirtilerek alacaklının, üçüncü (3.) kişi bankanın verdiği cevabın aksini icra mahkemesinde ispat etmesi gerektiğinden bahsetmiştir.
Aynı yönde bİr başka HGK kararı için bkz: YARGITAY HUKUK GENEL KURULU E. 2014/17-637 K. 2014/658 T. 14.5.2014
Dolayısı ile gelinen aşamada bu teorik tartışmanın bir kesinlik kazanmadığı ortadadır. Pratiğe gelince ise bankaların ileri sürdüğü rehin, takas hakkının gerçekte mevcut olup olmadığının anlaşılabilmesi için bankalardan ileri sürdüğü bu hakka ilişkin bilgi ve belgelerin talep edilmesi gerekmektedir. Bu nedenle bankalardan bu yönde bir cevap gelmedikçe ne İİK madde 99 ne de İİK madde 89/4 anlamında bir yol izlenmesinin pratikte bir faydası olmayacağı kanaatindeyiz. Ancak bankanın bilgiyi vermemesi üzerine uygulanacak bir yaptırım mevcut olmadığından devamında ne yapılması gerektiği de ayrı bir soru teşkil etmektedir.
Gerekli bilgi ve belgeler gelmeden açılacak istihkak davasında, davalı banka bu kere rehin/takas hakkına ilişkin belgeleri mahkemeye sunduğunda davacı alacaklı hem masraf hem de vekalet ücreti riski ile karşı karşıya kalacaktır.
İİK madde 89/4 ve İİK madde 338 anlamında hapis ve tazminat istemli icra mahkemesine başvuru halinde de yine aynı risk mevcut olacaktır.
Bankalara gönderilen haciz müzekkerelerine karşı bankaların ileri sürdüğü rehin/takas hakkına ilişkin ise İİK madde 89/4 hükmünün uygulanamayacağı dolayısı ile istihkak davası açılması gerektiği hususunda tartışma olmadığı açıktır. Ancak yine rehin, takas hakkının gerçekte mevcut olup olmadığının anlaşılabilmesi için bankadan bu bilgilerin talep edilmesi gerektiği de ortadadır.
89/1 haciz ihbarnamesi gönderilmesi durumunda ise şu ayrım önemlidir; bankanın haciz koyması veya koymaması.
Fikrimizce banka, verdiği cevapta rehin/takas hakkını ileri sürmekle birlikte haczin işlendiğini belirtmiş ise bankanın bu iddiası istihkak niteliğinde sayılmalı ve İİK madde 99 anlamında alacaklıya istihkak davası açması için süre verilmeli, rehin/takas hakkını ileri sürmekle birlikte haczin tatbik edilmediğini ileri sürmüş ise haciz ihbarnamesine itiraz niteliğinde sayılmalı ve İİK madde 89/4 ve İİK madde 338 anlamında hapis ve tazminat istemli icra mahkemesine müracaat edilmelidir.
Zira 1. ihtimalde Haczedilen şey, borçlunun elinde olmayıp da üzerinde mülkiyet veya diğer bir ayni hak iddia eden üçüncü kişi nezdindedir.
İİK Madde 99 : Haczedilen şey, borçlunun elinde olmayıp da üzerinde mülkiyet veya diğer bir ayni hak iddia eden üçüncü kişi nezdinde bulunursa, bu kişi yedieminliği kabul ettiği takdirde bu mal muhafaza altına alınmaz. İcra müdürü, üçüncü kişi aleyhine icra mahkemesinde istihkak davası açması için alacaklıya yedi gün süre verir. Bu süre içinde icra mahkemesine istihkak davası açılmaz ise üçüncü kişinin iddiası kabul edilmiş sayılır. Alacaklı tarafından süresinde açılan dava sonuçlanıncaya kadar, haczedilen malın satışı yapılamaz. Haczin, üçüncü kişinin yokluğunda yapılması ve üçüncü kişi lehine istihkak iddiasında bulunulması halinde de bu fıkra hükmü uygulanır.
2. ihtimalde ise haciz tatbik edilmemiş, 89/1 haciz ihbarnamesine itiraz edilmiştir;
İİK madde 89/4; Üçüncü şahıs, haciz ihbarnamesine müddeti içinde itiraz ederse, alacaklı, üçüncü şahsın verdiği cevabın aksini icra mahkemesinde ispat ederek üçüncü şahsın 338 inci maddenin 1 inci fıkrası hükmüne göre cezalandırılmasını ve ayrıca tazminata mahküm edilmesini istiyebilir. İcra mahkemesi, tazminat hakkındaki davayı genel hükümlere göre halleder.
Güncel Yargıtay kararları ve HGK kararı ışığında konu kesinlik kazanmamış olsa da konu ile ilgili istihkak dava dilekçesi ve icra mahkemesi başvuru dilekçemize kütüphane bölümünden erişim sağlayabilirsiniz.
*** Yukarıda yer alan yazı bilgi amaçlı olup, hukuki mütalaa ya da tavsiye niteliği taşımamaktadır. Somut olayda izlenecek yol farklılık gösterebileceğinden hak kaybına uğramamak adına bir avukata danışarak profesyonel hizmet almanız önerilir.
Comments